top of page

Kendi Kendimize Verdiğimiz Sözler

Geçen Salı demiştim ki artık düzenli olarak yazacağım, bundan kastım her hafta sonu yazmaktı ama vakit şu anda Pazartesi gününün ilk saatlerinden 03.15 olunca anladım ki ilk düzenli blog yazım biraz geç yayınlanacaktı. Ne oldu da kararını verdiğim şeyi tam da zamanında yapamadım -ki ilginçtir bu yaptırımları hep kendi kendimize veriyoruz, kendime blog yaz, bir de şu zamanlarda yayınla diyen yine kendimim, neyse konumuza dönelim-.


Ne oldu da hafta sonu blog yazımı yazıp yayınlayamadım? Aslında cevap çok basit; kendimle çarpıştım! Şöyle anlatayım efendim, önceleri bir şeyler paylaşmak istediğimde açardım bilgisayarımı sözler ifadeler kendiliğinden akardı yazıya, benim bilinçli olarak çok da birşey yapmam gerekmezdi paylaşılacak şey kendi kendini anlattırırdı bende onun somut hale gelmesine yardımcı olurdum sadece, yani o zaman ipler paylaştığım şeyin elindeydi o çalardı beynimin içindeki bir kapıyı ve şöyle derdi: “Hey Beyza, ben artık sadece bu kıvrımlı dünyada var olmak istemiyorum beni dışarıya gönder, beni dışarıya gönder ki büyüyeyim, evrimleşeyim, gelişeyim.” Bende ondan sonra yazabildiğim ölçüde yazardım. Ama bu sefer ipleri ben elime almaya kalkınca, beynimin içindeki tüm o paylaşılmaya değer şeyler saklandılar ve şöyle fısıldadılar: “Biz henüz dışarı çıkmak için hazır değiliz. Daha kendimizi dış dünyada ayakta duracak kadar geliştirmedik. Bizi şimdi dışarı çıkartırsan kayboluruz. Havadaki su baloncukları gibi bir görünür, sonra değerimiz anlaşılmadan patlarız.” Ve ben onların bu dedikleri karşısında sadece sustum, çünkü haklıydılar. Ama kendime verdiğim bir söz vardı sizinle birşeyler paylaşacaktım, değerli bulduğum birşeyi aktaracaktım size.


İşte o zaman fark ettim ki bu haftanın paylaşmaya değer şeyi benim bu başarısızlığımın ardına gizlenmiş tecrübem olabilirdi. Ve bu tecrübemi sizlerle paylaşmaya karar verdim. Bu herkes için paylaşılmaya değer birşey olmayabilir, çünkü eminim ki bir çoğunuz bu yollardan çoktan geçtiniz. Ama geçmeyenler için faydalı bir tecrübe paylaşımı olacağını ümit ediyorum ve son olarak bu deneyim sonucu kendime çıkardığım notları da paylaşmak istiyorum.


1. Kendini iyi tanı; eğer düzenli bir blog için hazır değilsem geçen gün onu size karşı dile getirmemem gerekiyordu bu kendimle ilgili öğrenmem gereken şey oldu, ama dile getirdiğime göre gerçekleştirmem gerekiyordu [bu yazı da gerçekleştirdiğimi gösteriyor] ve geçen haftaki ben gerçekleştireceğimi biliyordu. :)


2. Zamanın farkında olarak çalış; birşey paylaşmak için onun belli bir kıvama gelmesi gerektiğinden bahsetmiştim. Bu da ancak o şey üzerinde çalışarak olur. Eskiden bu çalışma zamandan bağımsızdı o yüzden ne zaman çalışmalarım bitse blog yazabiliyordum ama şimdi işin içine zaman girdiğine göre çalışma da zamana bağlı olmalı.


3. Kendini yolda bırakma; eğer bu yazıyı yayınlamasaydım kendimi yarı yolda bırakmış olacaktım ve ifade ettiğim sözün altında kalacaktım. Acaba sonra ne zaman bir yazı yayınlayabilecektim? Eh, biz kendimizin elinden tutmazsak nasıl ilerleyelim?

Bunlar benim çıkarımlarım oldu, asıl önemli olan bunları hayata geçirmek. Geçirebilirsem eğer haftaya aklımdaki paylaşılmaya değer şeylerden biriyle buluşacağız.


O zamana kadar sağlıcakla kalın.


Şuraya da bir reklam alanı koyalım, ama ilginizi çekmiyorsa boşverin :)

Şuraya da bir reklam alanı koyalım, ama ilginizi çekmiyorsa boşverin :)

Etiketler
Henüz etiket yok.
bottom of page