top of page

Sen gidince…

Sen gidince… Baktım arkandan, senin gidişini izlerken, aslında ben yokluğa gömülüyormuşum. Sen gittikçe ve ben kaldıkça açıldı aramız, ruhlarımız duyamaz oldu birbirlerini. Benim yüreğimse nefes alamaz…


Sen gittikçe ben biraz daha uzaklaştım kendimden ve fark etmeden senden önceki beni arıyorken buldum kendimi, sanırsam gidişinle yalnız kalmamak içindi bu çabam. Sonra fark ettim ki, senin ilk geldiğin zamanlarda o beni seninle birlikte toprağa gömmüşüz. Şimdi bu kendime bile yabancı olan ben, aslında katilimin arkasından bakakalmışım.


Sen gidince yanımda kalan şehir buram buram sensizlik koktu. Sokaklarındaki senli anılar sensizliğin girdabına çekildi, sanki bir kara delik gibi etrafındaki yaşama ait arzuları da yutarak.


Sen gidince hayat anlamını yitirdi, sanki tüm oluşlar sende anlam buluyormuş gibi… Havayı bir sahipsizlik bulutu kapladı ve yağan her bir damla kimsesizliğimi daha da çok haykırdı dünyaya.


Yani, sen gidince geriye kimsesiz bir ben kaldı.

Peki, ben kalınca aslında giden neydi?..


Bu yazı ilk olarak 05.04.2018 tarihinde Medium'da yayınlandı.​

Şuraya da bir reklam alanı koyalım, ama ilginizi çekmiyorsa boşverin :)

Şuraya da bir reklam alanı koyalım, ama ilginizi çekmiyorsa boşverin :)

Etiketler
Henüz etiket yok.
bottom of page